19 Mayıs 2024 - Pazar

Şu anda buradasınız: / Öncü Neslin Kadınlarının Toplumdaki Görevleri
Öncü Neslin Kadınlarının Toplumdaki Görevleri

Öncü Neslin Kadınlarının Toplumdaki Görevleri Zehra Ç. Türkmen

Seyyid Kutub “Yoldaki İşaretler” adlı çalışmasıyla aslında o zamana kadar İslami mücadele sürecine hem bir özeleştiri hem de ciddi bir açılım getirmeyi amaçlıyordu. Kur’an merkezli bir din anlayışını öncelemeyi ve Resulullah (s) gibi Kur’an merkezli bir inşa sürecini öneriyordu.

Seyyid Kutub'un öncelikli amacı toplumu cahiliyeden arındırıp ümmeti var edecek Kur'an Neslini yani Kur'an nesli nüvelerini oluşturabilmekti.

 

İlk Kur’an neslini oluşturabilmek içinde mümin ve mümine insanlar olarak birbirimize Kur'ani ilkelerin sağladığı ölçülerle bağlanıp, Allah Resulü’nün ve sahabenin örnekliğini hayatımıza doğru bir şekilde tatbik ederek gelecek nesillere sahih örneklikler bırakmakla mümkündü.

 

Allah Resulü “Hakikate yönelten ve onunla adalet yapan bir ümmet olun” ilahi emri doğrultusunda ashabı ile beraber örnek bir Kur’an nesli inşa etti. Onlar, Kur’an’ın insana nasıl bir hayatı öngördüğünü bizzat resmettiler. İslam’ın hayatın tüm alanına yön veren bir din olduğunu örneklikleriyle modelleştirdiler.

 

Allah Resulü ilk öncü nesli oluştururken cahili kültürün erkek egemen anlayışıyla değil, Mümin erkek ve mümine kadınların birlikteliğinden oluşan adalet temelli bir nesil meydana getirdi. Kadının adeta insan olarak bile kabul görmediği Mekke cahiliyesinde saliha kadınlar ve mümin erkekler olarak yol yürüdü, adalet temelli şer’i bir sosyal örneklik inşa etti.

 

Zira Rabbimizin Sizden hayırda çağıran, marufu emreden, münkerden alıkoyan bir ümmet olsun” ayeti ile insanların birbiriyle hak ve adalet istikametinde ilişkilerini teşvik eden bir beraberlik ve işleyişi tavsiye ediyordu.

 

Ashabın kadınları da Allah Rasulü ile hayatın her alanında omuz omuza ifsada karşı mücadele verdiler.

 

Öyle ki,

 

  • Vahyin Muhammed (aleyhisselam)’dan sonra ilk beşeri muhatabı ve vahiyle ilgili ilk istişare yapılan kişi öncü kadınlardan olan Hatice (r.a) annemizdi.
  • Müzemmil Suresi’nde ifade edildiği üzere gecenin üçte ikisinden daha az, bazen yarısı ve bazen üçte bir kısmında vahyin talimi ve ibadet için Rasulle birlikte ayakta olanların bir kısmı kadındı. Yani Darü’l-Erkam’ın evinde tertil üzere Kur’an eğitiminde bulunan ilk Müslümanlar mümine kadın ve mümin erkeklerdi.
  • Müslümanların işleri şura iledir hükmünün ilk muhatapları kadınlar ve erkelerdi.
  • Kırkıncı Müslüman olan Ömer (r.a)’dır. 40 kişiye ulaşınca bireysel tebliğlerine ek olarak kadın ve erkek hep birlikte kitlesel tebliğe yönelerek Kabe’ye yürümüşlerdi.
  • Müşriklerin zulüm ve işkencesine maruz kalan ilk Müslümanlar hem erkek hem kadınlardı. Ki Allah yolunda ilk şehit düşen Müslüman kadın Sümeyye (r.a) idi.
  • Hicret edip Kur’an’da övülen muhacir erkekler gibi muhacir öncü kadınlar da söz konusuydu. Azılı müşrik bir babanın kızı Ümmü Gülsüm isimli sahabe evini, ailesini bırakarak Medine’ye hicreti göze alan öncü kadınlardandı. Daha Mekke’de iken Ebu Sufyan’ın İslam’ı seçen kızı Ümmü Habibe de ilk İslam kafilesiyle Habeşistan’a hicret etmişti.
  • Uhud Savaşı’ndaki mağlubiyet esnasında Resulullah’ı kılıcıyla korumaya çalışan sahabe kadın Nesibe Hatun’du. Ayrıca gazvelerde levazım ve sıhhiye konularında da sahabe kadınların önemli katkıları olmuştu.

 

Görüldüğü gibi ilk dönem İslam toplumu içerisinde kadınlar, hayatın her alanında mücadele etmiş, hizmetlere katılmış ve birçok konularda aktif rol alarak ümmete öncülük etmişlerdir.

Bizler ise bugün yaşadığımız modern cahili kültür içerisinde mümin ve mümine insanlar olarak istişari temelde neler yapabiliriz?

 

  1. Öncelikle Kur'an bilgisine, sahih Sünnet uygulamasına ve yükledikleri sorumluluğa sahip İslami şahsiyetler olabilmek için birlikteliklerimizi çoğaltmalıyız. Resulullah’ın Mekke döneminde Kur'an eğitiminden geçirdiği ilk Müslümanların sergilediği niteliğe yönelmeliyiz. Resmi formda Diyanet Teşkilatı gibi “örgün eğitim”den bağımsız bir özgünlükte mahremiyet şartlarını da gözeten “yaygın eğitimi” alternatifleştirmeliyiz.

 

  1.  İslami şahsiyetlerden oluşan istişari temelde Kur'an nüveleri olabilmek için "İçinizden hayırda yarışacak, emri bil maruf nehyi anil münker görevini yapacak bir ümmet olsun” emrini yerine getirebilmek için atalete, tembelliğe her türlü dünyevileşme hastalığına karşı uyanık olmalıyız.

 

  1. Bireyin adeta kutsandığı dünyamızda cemaat olmanın, Allah’ın ipine sımsıkı sarılmanın önemini daha çok hatırlamalı ve hatırlatmalıyız. Çünkü her türlü saldırı ve tehditlere karşı ancak birlik olabilirsek mücadelemiz kolaylaşacaktır.

 

  1. Sorumluluk, adalet, merhamet gibi insani değerlerin veya İslami edinimlerin birleştirici gücünü ön plana çıkartıp; sınırsız özgürlük, bireysellik, hazcılık, menfaat gibi nefsi emmâreyi körükleyen olumsuz güçlere karşı teyakkuz halinde olmalıyız.

 

  1. Aydınlanmacı modernitenin düşünce sistemi, insana fıtrata aykırı özgürlükler vaad ederken, beden algısı, güzellik anlayışı, mutluluk anlayışı, tatil anlayışımıza varana kadar benliklere hükmederek insanın tercihlerini ve davranışlarını belirliyor. Bu ve benzeri sistemlere karşı kendi özgünlüğümüzü korumak için ilmihalimizi yenilemeli ve ıslah etmeliyiz.
  2. Kur’an ile bağımızı koparmamak, Resulullah’ın sahih Sünnet uygulamasını günümüz şartlarında yenileyebilmek, çevremize vahiyle ve güzel İslami uygulama örnekleriyle ikazlarda bulunmak, hatırlatmalar yapmak vaz geçilmezlerimiz olmalıdır.  Ayrıca aile içerisinde talim ve öğrenime önem vererek aile bireylerini her türlü dünyevileşmeden koruyacak bir bilinçlenmeye de önem verilmelidir.   

7- Özellikle Sanayi Toplumunda ve metropollerde ev algımızı “evlerinizi mescid edinin” ayeti gereğince yeniden dizayn etmeliyiz.  Evlerimizi yeniden bir tefekkür, dayanışma ve manevi bir çekim alanına dönüştürdüğümüzde vasat olanı da yakalamış olabiliriz.

8- Sorumlu olduğumuz İslami aktivitelere tembellik, evde kalıp dizi film izlemek ya da 2. veya 3. dereceden mazeretler nedeniyle katılmamakta ahlaki zaaf fıtri ve ahlaki değerlerde bir çözülme veya yozlaşma eğilimi olarak görülebilinir. Bu konuda da uyarıcı ve tavsiye nitelikli hatırlatmalar önem arzediyor.

9- Her alanda olduğu gibi modernizmin ve onun hayatımız üzerindeki tüm yansımalarına karşı fıtri ihtiyaçlarımızı giderirken helal-haram sınırlarını gözetmeyi öncelikli kılmamız gerekiyor. 

10- En sonunda da Rabbimizin Rad Suresi 11. ayetinde belirttiği gibi yardımına layık olmak için Onun gaybi yardımına müstehak olacak doğrultuda olunmasına gerekir. Sosyal dönüşümde hayırlı bir gelişim elde edilemiyorsa, o zaman dönüp zaaf ve eksikliklerimizi tesbit etmek  ve düzeltmek için çaba sarfetmeye gayret etmemiz gerekir.

 

Bütün bu ödevler kulluk görevimizin gerekleridir. Çünkü Kur'an'da Kur'an'ın amacını insanları karanlıklardan felaha/aydınlığa çıkartmak, insanları hidayete ulaştırmak bağlamında açıklar. Mümin ve mümineler de Kur'an'ın bu buyruğu ile tebliğ eksenli cihad görevini yüklenmek zorundadırlar. Namazları, oruçları bu temel ibadete onları hazırlamaktadır. Biliyoruz ki “namaz insanı fahşadan uzaklaştırma” bilincini aşılar. 

Bize düşen bireyciliği/ben merkezciliği ve sınırsız özgürlüğü/kayıtsızlığı teşvik eden egemen moderniteye karşı, vahye, fıtrata ve inandığımız değerlere sahip çıkmaktır. Cesur olmak, İslam’ı doğru anlamak, doğru anlatmak ve doğru temsil etmektir.

Unutmayalım ki öncü kabiliyette yetişmiş mümin ve müminelere her zaman ihtiyaç vardır. Bu mücadelede de kadın erkek ayrı ve birbiriyle çekişir tarzda değil, beraber arka arkaya saflarda mücadele etmelidir. Çünkü bizim için kadınların kurtuluşu ayrı erkeklerin kurtuluşu ayrı değildir. Bizim için insanlığın kurtuluşu esastır. Buda vahyi ölçüleri çağımızda yeniden modelleştirmekle mümkün olacaktır.

Amacımız İyiliği emreden kötülüğü nehyeden bir topluluk olmak ve takva temelli böyle bir toplum oluşturabilmektir.

 

Resulullah’ın Mekke’de sahabesiyle birlikte oluşturduğu gibi…

 

logo
Bugünün ihyasından yarının inşaasına
Bize Ulaşın

0(216) 612 78 22

0(216) 611 04 64

vuslat@vuslatdergisi.com

Ihlamurkuyu Mah. Alemdağ Cad.
Adalet Sok. No:11 P.K 34772
Ümraniye / İstanbul